Anadolu’da Otel

Bundan 5-10 yıl önce Anadolu’nun pek çok yerinde otelde kalmak gerektiğinde bir gerginlik alırdı. Çarşafların temizliği, odanın havalanıp havalanmayacağı – kliması, banyonun temizliği ve sıcak su olup olmadığı gibi bir dizi soru olağan bir şekilde zihnimde oluşurdu.

Bugün artık giderek yerine oturan otelcilik sistemi sayesinde Anadolu’da bir otelde kalmak çok daha az stresle başlıyor. Booking.com’dan kalmak istediğimiz otelin puanına yorumlarına bakıyoruz. Ulusal ve uluslararası pek çok marka Anadolu’nun pek çok noktasında hizmet veriyor.

Kırşehir’deki Gezegenevi Yarışması’nın jüri çalışması nedeniyle Kırşehir Ramada’da kalıyoruz. Belediyemizin bizi en iyi otelde ağırlamak istediğinden ve öyle yaptığından bir kuşkum yok, yanlış anlaşılmamak için öncelikle bu notu düşmek isterim.

Kırşehir Ramada kentin Güneybatısında, kente hakim bir tepede kurulu 17 katlı ve giydirme cepheli bina. Zaten yüksek bir tepede bulunduğu için de uzaktan çok iri duruyor. Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeli tanıştığım başkanlar içinde en çalışkan, titiz ve vizyon sahibi olanlardan. Kentpark, Otogar, Ahi Evran Külliyesi, Cacabey Meydanı gibi pek çok projeyi üretmiş durumda, hem de nitelikli isimlerle beraber çalışarak. Kırşehir’i bu manada pek çok kentten daha iyi durumda bulduğumun altını çizmek isterim. Bu otele verilen izin hariç olmak üzere. Kent veya çevresinin dokusu içinde kendisini bu kadar gösteren ve iri bir kitle son derece hatalı olmuş.

Her şeyin en büyüğünü yapma isteğimiz ve en büyüğün beklentiyi (toplumsal beklenti) karşılayacağı yargısı burada da karşımızda. Kocaman bina; kocaman yemek salonu; büyük bir çatı barı; büyük odalar…

Aslında Anadolu otelciliğinde iki damar var. Bir damarı Türk geliştiricilerin kendi markaları ile temsil ettiği bu büyüklük oluşturuyor. Fizibilite, gelecek vizyonu, işletme maliyeti gibi sorunlar her ne hikmetse ikincil kalabiliyor bu yaklaşımda. Daha çok uluslararası markaların sürüklediği ikinci damar daha fazla ekonomi üzerinden gidiyor, odalar küçük, operasyon maliyeti üzerine kafa yorulmuş vesaire.

Kırşehir’de kaldığımız Ramada’nın eski adı Makisos’tu. Yani ulusal yerel marka ile başlayıp çeşitli nedenlerle (büyük olasılıkla karlılık vb.) uluslararası markaya geçen bina. Otelle ilgili makro ve mikro ölçekteki notlarımı sınıflandırmadan sıralamak istiyorum:

  • İç Anadolu gibi şahane bir iklimde olmasına rağmen tüm mekanlar kapalı ve klimatize. Şu an bu yazıyı yazdığım yemek salonunun bir terası bile yok örneğin.
  • Odalar gereksiz büyüklükte. Sadece odaların küçültülmesi ile bile bu otelin iriliğinde ciddi bir azalma yapılabilirdi.
  • Her şey dahil her şeyi öldürür. Evet bir zamanların şahane buluşuydu ama her şey dahil yaklaşımının bu iri mimari ile bir ilgisi olmalı. Her ikisi de niteliğin temel düşmanları.
  • Burası bir kaplıca & Spa oteli ama havuz sabah 08:00’de çalışmaya başlıyor.

Sanırım her alandan daha büyüğe değil daha daha nitelikliye ihtiyacımız var öncelikle.