Son dönemde mimarlık yayıncılığı alanına dijital olarak giren başarılı bir proje var: Kolokyum.com. Temiz arayüz tasarımı, hızlı yüklenen site ve bilgilerin kullanıcılar tarafından yüklenmesi ile kısa zamanda iyi bir bilinirlik yaratmıştı.
Beni tanıyanlar Kolokyum.com’a merak edip dahi olsa bakmadığımı bilir. Zamanında yaşanan tartışmanın iyiniyetli olmadığını düşünüyordum, sonradan ve bugünlerde yaşananlar bunu açıkça gösterdi. Bu yazı sonrasında da beni haklı bulmayanlar olacaktır mutlaka. Ancak bu sitede gördüğüm son yazışma artık müdahale etmemi zorunlu hale getirdi. “Siteye girmiyorsun da yazılanları nereden biliyorsun?” sorusunu soranlar olabilir. “Arkitera” kelimesi internette bir yerlerde geçtiğinde bir uyarı alıyorum. Tıkladığım linkte Ceyhun Baskın ve Aykut İnceci Kolokyum.com’da Arkitera, ben ve Ahmet Turan Köksal hakkında esmiş gürlemiş. Bu yazıyı okumak için üye oldum, siteye kısa bir cevap bıraktım ve üyeliğimi etkisiz hale getirdim.
Bunu yazmama neden olan olayı anlatmadan başlamak süreç içinde yaşananların anlaşılmasını güçleştirecekti.
Şuradan başlayalım: Pek çok ortamda Arkitera’yı ya da Kolokyum.com’u tanıyan, tanımayan kişilerce sıkça dile getirildiği gibi Arkitera ve Kolokyum.com aynı amaca hizmet eden iki kuruluş. Arkitera’nın yönetim kararlarında etkin olarak rol alan birisi olarak söyleyebilirim ki Kolokyum.com’u rakip olarak görmemiz söz konusu bile değil, hiç olmadı bundan sonra da olmaz. Arkitera olarak olsa olsa Kolokyum.com’a yatırım yapmayı düşünebilirdik. Arkitera zamanında kendisini rakip olarak görenlerden çok çektiği için bu konuda anlayışlı olmak zorunda. Keşke bu çirkin durum yaşanmasaydı da Kolokyum.com’la işbirliği olanakları bulabileydik. Keşke beraberce aynı amaca daha güçlü yürüyebilseydik.
Öyle hissediyorum ki Kolokyum.com kurucuları bazı noktaları gözden kaçırıyor, belki de yakın geçmişi bilmiyor. Hatırlatalım: Arkitera da tıpkı Kolokyum.com gibi bir internet girişimi olarak başladı. Hüseyin Kahvecioğlu tarafından hazırlanan ve hala Arkitera sunucularında yayında olan Anahtar Pafta’dan (http://anahtarpafta.arkitera.com) sonra Türkiye’de internet üzerindeki ilk ciddi girişim olarak ortaya çıktı. Tıpkı Kolokyum.com takımının yaptığı gibi işe yatırımcı arayarak başladı. Tıpkı Kolokyum.com takımının mimarlık alanından danışmanlar kullanması gibi alan dışından danışmanlar kullandı. Merak edenler için bu danışmanlar Ahmet Yürekli (Turk.net) ve Mehmet Budak (Idefixe, Siberalem vb.) idi. Ve bunlar Kolokyum.com’dan 8 sene önceydi. Herşeyden önemlisi Arkitera Mimarlık Merkezi’nin yüzlerce (bu sayı abartı değil) projesi var, Kolokyum.com olsa olsa Arkitera Forum’un karşılığı olabili bu projelerden.
Ama Arkitera bazı konularda Kolokyum.com’un yaptığını yapmadı. Örneğin yayıncılık ile mimarlık pratiğinin aynı anda yürütülmemesi gerektiğinin, bunun pek çok etik sorun barındıracağının 10 sene önce kararını aldı ve bu kararı uyguladı. (Arkitera yöneticileri eğer bir gün mimarlık yaparsa Arkitera’nın yönetimini tümüyle bırakacak, karar bu.) Arkitera girdiği işe her anlamda büyük düşünerek girdi. Kurumsallaşmayı ve iyi yönetimi elinden geldiğince düstur edindi. Yapacağı projelere nasıl kaynak bulabileceğini düşündü, kaynak bulmanın en az işi yapmak kadar önemli olduğunun hep bilincinde oldu.
Tüm bu benzerliklere rağmen Kolokyum.com’da çok çirkin mesajlar var. Aykut İnceci isimli kullanıcı (Bu kullanıcı çok belli ki Kolokyum.com takımından birisi) tarafından Arkitera’nın yarışma kolokyumlarını videoya çekmesi ile dalga geçilmiş. İnsaf. Arkitera kurulduğu ilk günden bugüne kadar video yayıncılığını gündeminde tutuyor. Bu demektir ki 10 yıl. Kolokyum.com kurucuları ne zaman kurulduklarını hatırlasınlar. Kimbilir gıyabımızda daha neler yazıldı. Kolokyum.com’da ilk ve son mesajımda söylediğim gibi demek ki seviye bu.
Kolokyum.com ekibi her ne hikmetse yarışmalar meselesinin kendi alanları olduğunu düşünüyor. Bunun bir yanı güzel. Diğer taraftan bu alanda başka bir varlık istemiyorlar. Yazılanlardan, tavırlardan bunu anlamak çok kolay. Yahu sormazlar mı size 10 yıldır Arkitera ne yapıyor diye? 3-5 tane kolokyum videosu yayınlayınca alan size mi ait oldu? Sert olmakla hiç sıkıntım yoktur açık sözlü olmayı da olanı da severim ama Kolokyum.com’da Arkitera ve şahsımla ilgili yazılanlar açık sözlülük veya sertlik falan değil basbayağı çirkinlik. Yalan, iftira ve cehalet.
Bakın size çok yakın zamandan bir konu: Yeni sonuçlanan Çankaya Belediyesi Konser Salonu Yarışması’nda dereceye giren tüm projeler Arkitera’ya ulaştırıldı. Bir tek proje hariç. Arkitera’daki takım arkadaşlarım projeleri yayına açmak için bekliyorlardı, hangi proje gelmedi diye sorunca, birinci projenin henüz ulaştırılmadığını öğrendim Arkitera.com’a. Çok kez istendiği halde. Hatırlayalım bu yarışmada kim birinci olmuştu? Ve hatırlayalım mimarlıkla yayıncılığı ayırma meselesi hakkında Arkitera ne kararı almış ve bunu uygulamıştı. (Eğer burada bir kasıt yoksa peşinen özür dilerim. Ancak yaşanan bunca şey üzerine sadece birinci proje Arkitera.com’da yayınlanmak için gönderilmiyorsa ve bu projenin müellifleri arasında Kolokyum.com kurucuları da varsa şüphe duymamak saflık olur.)
Ceyhun Baskın’ın tüm bu tartışma içinde atladığı önemli bir konu daha var. Aslında belki de bunların tümü aynı soruna bilgisizliğe bağlı.Son mesajında iki yarışmaya da girsin de boyunun ölçüsünü alalım diyor. Bilgisizce yazana kadar keşke girdin mi diye sorsaydı. Tam da istediği gibi iki yarışmaya girdim, boyumun ölçüsünü de aldım. Yine Ceyhun Baskın’ın yazı içinde mesleki pratikten uzak tanımlaması da var. Benim mesleki pratiğimi bilenler vardır. Ceyhun Baskın’ın mesleki pratiğini çok merak ediyorum doğrusu. Özellike bina ortaya çıkarma konusunda olanları.
Ceyhun Baskın ne tür bir ruh hali içinde bilemiyorum. Gerçek olmayan bir takım şeyleri söylemek neye yarar. Dilediğin kadar çamur atmaya çalışabilirsin ama aslı yoksa eline yapışır kalır. Benim bildiğim 40 yıllık hayatımda öğrendiğim bu kural her zaman geçerlidir.
Neyse. Gelelim bu yazımın en hassas bölümüne. Hemen altını çizeyim: Bundan önce yazılanlar sadece iki siteye ve kişilere zarar verir olsa olsa ama buradan sonra yazmak zorunda kaldıklarım Manisa’da açılacak bir yarışmayı da etkileyecek belki de. Bunun için üzgünüm ama karşımdakilerden gördüğüm edepsiz davranış şekli eğer cevap vermezsem işi daha da uzatabileceklerini gösteriyor.
Ceyhun Baskın tarafından Manisa Belediyesi’ne gönderilen bir email var. Bu emailde açık bir şekilde bir yarışma açmak istiyorsanız en büyük biziz ve yarışmalar bizim alanımız size yardım ederiz diyor belediyeye. Tüm bu durumları yaratan kişinin bir de bu emaili göndermesi bana sadece pes dedirtiyor.
Manisa Belediyesi ile yaptığımız daha ilk toplantıda Manisa’da daha önce de benzer bir yarışma yapıldığından ve yeni bir yarışmanın tepki çekebileceğinden konuştuk. Eğer aynı alan için bir “şımarıklık” halinde yeni bir yarışma yapılsaydı içinde bulunduğumuz durumda küplere binen Ceyhun Baskın haklı olabilirdi. Ancak açılacak yarışmanın eski yarışmayla uzaktan yakından Hiçbir ilgisi bulunmuyor. Ne yeri ne de programı benziyor. Ayrıca Manisa Belediyesi yöneticilerinin açılacak yarışmaya ilişkin açıklamaları da gayet makul. Ceyhun Baskın’a futursuz ve saygısızca başkalarına saldırmadan önce soru sormasını öğrenmesini ve açıklanacak yarışma şartnamesini beklemesini öneririm. Manisa Belediyesi’ni de yeni yapacağı binayı yeniden ve ısrarla yarışma yoluyla elde etmeyi seçtiği için tebrik ederim.
Bu durum içinde bile yine daha ilk toplantıda eski yarışmanın birincisi ekipten bir kişi ile (Evren Başbuğ) eski yarışmadan bir jüri üyesinin, yeni açılacak yarışmada jüride görev almasını önerdim. Eski yarışmanın birincilerinin jüride yer alması belediye tarafından uygun bulunmadı. Ceyhun Baskın’ın “Bünyamin Abi’ye teklifi kabul etmesinin makul olduğunu söyledim” açıklamasını da aydınlatayım. Bünyamin’in jüride yer alması konusunda belediyeyle ve Bünyamin’le hemfikirdik. Kendisiyle ben konuştum ve davet ettim. Hem de ne kadar yoğun çalıştığını bildiğim halde. Daha sonra Bünyamin Derman ile birlikte bir ismi daha Manisa Mimarlar Odası Temsilciliği’ne bize Jüri Üyesi olarak bildirmeleri ricasıyla önerdik Ancak Temsilcilik Oda Genel Merkez’ine yazdı ve genel merkezden de bambaşka ve tümünü çekinmeden jüri üyesi olarak memnuniyetle belirleyebileceğimiz 4 yeni isim geldi. Biz de bu isimlerden ikisini belirledik. Yoğunluğunu bildiğim Bünyamin’e de telefon açarak durumu anlattım, o da anlayışla karşıladı ve bu konu da kapandı. Önceki yarışmadan tecrübe aktarımı konusu mu? Bir sıkıntı yaşamıyoruz. Eski yarışmanın asli jüri üyelerinden birisi ve eski yarışmanın raportörleri her an toplantıdalar.
Sonuç olarak bir önceki yarışma birincilerinin jüriye davet edilmemesine gelince. İçine hiç istemeden çekildiğim bu durumu gördükçe sadece şunu söyleyebiliyorum: İyiki de davet etmemişiz.
Bu yazıyı Kolokyum.com yöneticilerine birkaç tavsiye ile tamamlamak istiyorum:
Üye olunmadan izlenemeyen bir siteye “Açık Kaynak” sloganını kullanmak komik oluyor. Açık Kaynak’tan kastınızı bilemiyorum ama eğer kullanıcıların bilgileri kendilerinin yüklemesi ise Açık Kaynak o değil. “Open Source” kültürü bambaşka bir şeydir ve etiketten öte bir meseledir.
“Londra’da sizler için hazırladık.” tabiri ile tanıtılan bir ürününüzü gördüm siteye girdiğimde. Bu tabir çok “kasaba” kokuyor, başka türlü tanıtmayı düşünün bence. Hele de kasaba kurnazı kelimesini bu kadar rahatlıkla kullanabiliyorken.
Kolokyum.com’da Arkitera ile ilgili meseleleri tetikleyen Aykut İnceci kullanıcısı ile ilgili bir Google araması yapıldığında Google bize bu kişinin sadece Kolokyum.com’da var olduğunu söylüyor. Ben bu çirkin durumu Aykut İnceci ile karşılıklı yazışan meslektaşıma yakıştıramıyorum. Umarım bundan sonra kendisi de yakıştırmaz. Ve umarım bundan sonra kasaba kurnazı deyimini dikkatlice kullanır.