İzmit, İsmet Paşa; Adana, 5 Ocak; Şanlıurfa 11 Nisan; Eskişehir, Kayseri ve Bursa Atatürk ve Gaziantep, Kamil Ocak…
Geçen yüzyıl boyunca, genelde kent merkezinde, yaya olarak kolay ulaşılabilen stadyumlar ürettik. Bunlardan bazılarını yukarıdaki paragrafta andım. İrili ufaklı tüm kentlerde stadyum –belki de eski Roma’da olduğu gibi- kentin merkezinde yerini koruyordu. Son 10 yılda ise bu durum tamamen tersine döndü. Stadyumlar artık kent merkezlerinde barınamıyor.
Çoğunlukla Gençlik ve Spor Bakanlığı ile TOKİ işbirliğiyle yürüyen büyük bir yenileme işiyle daha karşı karşıyayız. Bu işbirliği kapsamında kent dışında bir arazi belirleniyor ve TOKİ bu araziye Bakanlık için bir stadyum yapıyor. Karşılığında kent merkezindeki eski stadyum alanı TOKİ’nin oluyor. Merkezlerdeki bu eski stadyum alanları kimi zaman AVM, kimi zaman konut olarak değerlendiriliyor.
Bazen tekil örnek olarak karşımıza çıkan stadyum sorunu esasında ülke geneline yayılmış ve sorun tanımı da bu kadar basit.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan Gaziantep’i ziyaret eder. Ziyareti sırasında katıldığı bir açılış töreninde yaptığı konuşmada ise şu sözleri Gaziantep kent gündemini yeniden hareketlendirir. “Mevcut stadın yerine de 10 bin kişi kapasiteli büyük bir cami, bir cuma camisi yapılacak.”
Erdoğan’ın sözleri üzerine Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Sıtkı Severoğlu bir açıklama yapıyor ve cami için yeni bir adres gösteriyor. Erdoğan’ın cami önerisine karşılık olarak Severoğlu ayrıca Kamil Ocak Stadyumu’nun olduğu gibi korunması gerektiğini söylüyor.
Severoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stadyumun yerine büyük bir cami yapılacağını açıkladığı güne kadar Gaziantep’in ikinci bir stadyuma ihtiyacını vurgulamıyordu. Hatta Kamil Ocak konusunda Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e güvendiğini belirten açıklamaları var.
CHP’li eski Gaziantepn Belediye Başkanı Celal Doğan, bugünkü CHP il yönetimi ve Mimarlar Odası Başkanı Severoğlu Başkan Fatma Şahin’in sözünde durması gerektiğini vurgulayan açıklamalar yapıyorlar ardı ardına.
Başkan Şahin ise bu alanla ilgili çalıştayda yaptığı konuşmada alanı katılımcı bir şekilde ve nitelikli tasarlamaya inandığı açıkça gösteriyor. Şehri beraber yönetmekten, kalkınmanın yerelden başladığından, çalıştaydan hep beraber bir sonuç çıkarmaktan ve bu sonucu merkezi hükümetle müzakere etmekten bahsediyor.
Mimarlar Odası Başkanı’nın açıklamalarına bir göz atın lütfen, bolca “biz camiye karşı değiliz” vurgusu içeriyor. Neden? Severoğlu neden bunun altını sıkça çizmek gereği hissediyor biliyoruz. Oda’nın daha önceki gün Büyükada Camisi açıklaması gözümün önünden geçiyor, bir kez daha kahroluyorum Norveçli olmadığıma.
Oda Başkanı durumu kurtarmaya çalışıyor, ne yapsın ki başka, ne yapabilir ki! Alaylı bir ifade değil, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor kent için… Peki, Belediye Başkanı ne yapacak?
Onlarca açıklaması var, tivitleri, videoları var bu alanla ilgili. Alanı katılımcı bir şekilde geliştirme isteği, bu isteğine paralel olarak STK’larla görüşmeleri var… Hemen yaftalamadan önce hepimiz kendimizi Fatma Şahin’in yerine koymaya çalışsak. Kimin yüzüne nasıl bakılacak… Buna benzer çok önemli bir hikâye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ona rağmen ne çok iş yapıldı İstanbul’da. Neyse biz Gaziantep’e bakalım:
Stadyum neden taa zamanında olduğu yerde yenilenmedi?
Zeugma Müzesi – Gar – Kale hattı Gaziantep’in en önemli gelişme ekseni olabilir, bu kadar önemli bir yerin geleceğine böyle “cami olacak, bitti” ile mi karar verilir?
Tasarımcıların, mimarların alanla ilgili fikir üretmeleri için neden ortam yaratılmaz?
Neden burası için bir kentsel tasarım yarışması açılmaz? Bu kadar önemli bir nokta için açılmayacaksa neresi için açılacak!
Parti, Belediye Başkanı’nı neden Cumhurbaşkanı’na karşı korumaz? (CB başka bir partiden de olabilirdi.)
Başbakan neden Belediye Başkanı’nı korumaz?
Belediye Başkanı neden kentini ve kendi haklarını korumaz?
Kentsel meselelerin tümüne yerinden cevap verebileceğimiz güzel günler görmek ümidiyle, hoş kalın.