Bir Mimarın Gözünden Argos

Gökşin Ilıcalı 20 yıl kadar önce bir tatil için Uçhisar’a gelir. Hepimiz gibi Kapadokya’yı sever. Sevmekle kalmaz, kendisine bir yer satın alır. Bir otel yapmaya karar verir. Turgut Cansever ile çalışmaya başlar. 20 yıl önce başlayan restorasyon süreci bugünkü durumuna gelir.

Aslı Özbay yıllar önce bir gezi için geldiği Kapadokya’da Argos’ta kalır. Daha sonra bir vesileyle Gökşin Ilıcalı ile tanışır. Aslı da artık bir Uçhisarlı olmuştur artık.

Mimarlar olarak Argos’u bir otel olarak biliriz çoğumuz. Aslında bu otelin ve köydeki başka restorasyonların hatta Kapadokya’nın çeşitli yerlerindeki türlü türlü koruma meselesinin de içinde olan bir de mimarlık & inşaat şirketi var Argos’un; Argos Yapı. Argos Otelcilik ve Argos Yapı dışında yeme içme sektöründe faaliyet gösteren bir şirket daha, turizm alanına yönelik spor etkinlikleri düzenleyen bir şirket daha var. Bir kültür şirketi var. Argos in Cappadocia otelinin bir parçası olan Bezirhane mekânı, Kapadokya için bir kültür merkezi işlevi görüyor. Yani Argos aslında benim gibi, otele ve bölgeye defalarca gitmiş birisi için bile hala anlaşılması zor bir karmaşıklıkta bir yapı…

Argos Yapı, uzun yıllardır, tam Uçhisar meydanına bakan ofisinde bir mimarlık ofisi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Ofise adımınızı attığınızda kendinizi Kapadokya’nın şahane iç mekânları ile bir mimarlık ofisinin karıştığı bir ortamda buluyorsunuz. Bir yanda Kapadokya’ya ilişkin eski eser parçaları, taş ve ahşap objeler diğer yanda masalarda açık bilgisayarlar ve bunların ekranlarında Autocad’de çizimler karşılıyor sizi. Argos Yapı ofisinin bir köşesinde Turgut Cansever’den kalma eskizlere rastlayabilirsiniz. Öte yandan ofisin bir kenarında Argos Yapı’nın ustaları ile bir mimarın çalıştığını görebilirsiniz.

Argos Yapı’da aşağı yukarı 10 kişilik bir mimarlık ekibinden bahsedebiliriz. Buna ek olarak kadrolu olarak çalışan 50 civarında usta var. Kendi inşaatlarını kendileri yapıyorlar çünkü. Çünkü başka bir şansları yok. Bildiğimiz tüm inşaat yapım yöntemlerinden farklı çalışıyorlar. Çizimlerini anlamak zor. Bu çizimler de yetmiyor uygulama için. Kuruldan izin çıkıp da uygulama başladığında beklenmedik gelişmelerle karşılaşıyor Argos Yapı. Bu nedenle aslında tam da yerinde mimarlık yapıyorlar, inşaat sırasında tüm projeyi alt üst edecek kararlar almak zorunda kalabiliyorlar.

Kurul, Kapadokya’da her zaman en çok eleştirilen kurum. Bir projeye inşaat izni verirse eleştiriliyor. İzin vermezse yine eleştiriliyor. Kapadokya’da çok sayıda etkinlikte çalıştayda bulundum, bu toplantılarda gündemin en önemli maddesi çoğunlukla Kurul. Kurul dediğimiz Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun bu bölge ile ilgili şubesinden başka bir şey değil. Kapadokya’ya da bakan Kurul’un tam adı “Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü”…

Ben de Ocak 2010’da ilk kez Argos’ta kaldım. Aslında doksanların ortasından itibaren yapılan işten hasbelkader haberim var ama ne olduğunu anlamak için bu tatili yapmak gerekiyormuş. Ocak 2010’daki bu tatil benim de Uçhisarlı, Kapadokyalı ve Argoslu olmamı sağlıyor. 2011 yılında ArkiPARC’a ana konuşmacı olarak davet ediyoruz Gökşin Ilıcalı’yı. Gayrimenkulcülerden oluşan salona iki saat boyunca Argos’u anlatıyor. ARKIPARC’ta verdiğimiz Gayrimenkul Ödülü’nün Otel kategorisindeki sahibi de Argos oluyor o yıl.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Sohbet etmesi en keyifli insanlardan birisi olan Gökşin Ilıcalı ve Aslı Özbay ile Argos’un şahane ortamında gündüz ve gece sohbetlerimiz oluyor, bolca hem de…

Yorum yapın