1896’dan bu yana 4 yılda bir düzenlenen yaz olimpiyatlarından bugüne dek 32’sinin adı konuldu. Bunlardan birisi I. ikisi II. Dünya Savaşı nedeniyle olmak üzere 3 tanesi yapılamadı.
Yani bugüne dek toplam 29 yaz olimpiyatı yapıldı. 2032’deki Brisbane oyunları dahil olmak üzere oyunların başladığından o yıla kadar geçen 136 yılda (35 yaz olimpiyatı demek bu) ev sahipliği yapan ülke sayısı sadece 19 olacak. 2032’de ABD 5; Avustralya Fransa ve İngiltere ise 3’er kez oyunlara ev sahipliği yapmış olacak. Nüfusu 10 milyon ve üzerindeki tüm Batı Avrupa ülkeleri (Bir Portekiz eksik) bugüne dek en az bir kez olimpiyata ev sahipliği yaptı.
Girişteki bu gevezeliği yaptım çünkü olimpiyata ev sahipliği yapmak istemek veya karşı olmak başka olimpiyatın sahibi olabilmek bambaşka şeyler. Olimpiyatlar yüz küsur yıllık geçmişine bakıldığında görüldüğü kadarıyla büyük ya da Avrupalı ülkelerin kendi aralarında düzenledikleri bir etkinlik. Şöyle söyleyeyim: Bugüne dek olimpiyata ev sahipliği yapan tüm ülkeler ya Avrupalı ya da ekonomisi Türkiye’den büyük. Ekonomisi Türkiye’den çok küçük ve ev sahipleri içinde en küçük, iki kez ev sahipliği yapan Yunanistan da olimpiyatların tarihteki kurucusu olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de Düzenlenen Büyük Etkinlikler
Türkiye ve İstanbul bugüne dek bazı büyük etkinliklere ev sahipliği yaptı. Bunlardan en büyükleri 1971’de İzmir’de ve 2013’te Mersin’de yapılan Akdeniz Oyunları. 2010’da, İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri’deki mekanlarda düzenlene FIBA Dünya Kupası bir diğer önemli etkinlik. İstanbul, 1996’da Habitat ve 2010’da AB Kültür Başkenti’ne ev sahipliği yaptı. Türkiye henüz olimpiyattan bir önceki kademe olarak kabul edilebilecek Dünya (ya da Avrupa) Futbol Şampiyonası’na ise henüz ev sahipliği yapmadı.
İstanbul daha önce 2000, 2004, 2008 ve 2012 ve 2020 için aday oldu. 2036 adaylığı İstanbul’un 6. adaylık denemesi. Bu 6 denemeden zihnimde tortu bırakan iki adaylık var. Bunlardan birisi 2000 adaylığındaki “Let’s Meet Where the Continent Meets” sloganı diğeri ise 2020 adaylığının Haydarpaşa ve diğer görselleri.
İstanbul 2020 Adaylığı
2020’de olimpiyata ev sahipliği yapmak isteyen şehirler Mayıs 2011’de olimpiyat komitesine başvurdular ve Eylül 2013’te ev sahipliği yapacak şehir açıklandı. Yani hazırlık çalışmaları yoğun olarak 2012’de yapıldı. İstanbul da başvuranlardan ve son 3 şehir arasına kalanlardan birisiydi. Hatta 2020 başvurusu İstanbul’un bugüne dek olimpiyatlardaki en önemli başarısıydı. Son aşamada Tokyo’ya kaybetti.
2012’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı. İlker Başbuğ’un tutuklandığı, futbolda şike davasının gündemde olduğu zamanlar. O yıllarda İBB Başkanlığında 2. kez seçilen Kadir Topbaş var. 17-25 Aralık, Gezi, 15 Temmuz Darbesi ve bunlara paralel oluşan terör olaylarının henüz Türkiye’yi yerinden ve derinden sarsmadığı zamanlar…
İşte bu yıllarda İstanbul’un 2020 olimpiyat adaylığı için bir dosya hazırlandı. Bu dosyaya göre olimpiyat tesisleri şöyle sınıflandırılabilir:
• Olimpiyat Köyü
• Esenler
• Ataköy
• Zeytinburnu
• Taksim
• Haydarpaşa
• Belgrad Ormanı
2020 dosyasındaki bu olimpiyat tesislerinden Olimpiyat Köyü, Ataköy ve Taksim için söylenecek çok fazla söz yok. Esenler, Haydarpaşa ve Belgrad Ormanı başlıklarından ise bahsetmek gerekiyor.
Esenler’deki askeri alanın büyüklüğü yaklaşık 3 km², Kadıköy’ün 4 km² olduğunu hatırlarsak ne kadar büyük bir alandan bahsettiğimizi daha doğru konumlandırabiliriz. Bu alanda hiçbir yapı yapılmaması gerektiği gibi alana ilişkin tüm kararlar da (Açık alan kullanım kararları) daha uzun soluklu ve planlı alınmalı. Yani İstanbul olimpiyatlara aday oldu, nerede boş arazi var, Esenler’de, eh oradan bir tutam koparalım yaklaşımıyla hazırlanacak bir planla hiçbir yere varılamayacağı açık.
Dosyada Belgrad Ormanı bölgesi olarak gösterilen Kağıthane Deresi Vadisi’nin doğusundaki eski taş ocakları gerçekten kuzey ormanları ile bağlantılı ve Belgrad Ormanı’nın bir parçası.
2020 başvurusunda Haydarpaşa için önerilenler ise herhalde kamuoyunu en çok tedirgin edenlerden olmuştu. Haydarpaşa Port olarak çok kez proje geliştirilen alanda bu kez olimpiyat için öneriler geliştirilmişti.
İstanbul 2020’nin 3 önemli odağı sırasıyla: Belgrad Ormanı, Esenler ve Haydarpaşa
Sıradaki Olimpiyat Paris 2024 Neler Yapacak?
2024 olimpiyatına ev sahipliği yapmaya hazırlanan Paris tesislerini 3 grupta ele alıyor: Paris merkez, Île-de-France Bölgesi ve Fransa.
Merkezde, Stad de France’ın hemen yanında yapacağı 5.000 kişilik su sporları merkezi hariç hiçbir kalıcı yapı yapmıyor. Marsilya, Lyon, Bordo, Saint-Étienne, Nice ve Nantes’daki mevcut tesislerini Paris 2024 için kullanıyor. Concorde Meydanı’nda, Eyfel’in çevresinde Sen Nehri üzerindeki köprülerde geçici yapılar oluşturuyor.
Olimpik Başarı ile Olimpiyat Düzenleme Arasındaki İlişki
Olimpiyatlarda başarılı mıyız? “Başarılı değiliz zaten, olimpiyata ne gerek!”
Türkiye toplam madalya sayısında dünyada 36. sırada olmasına rağmen nüfusa göre bakıldığında 75.liğe düşüyor. Milyon kişi başına Brezilya’da 0,7 madalya düşerken Türkiye’de bu oran 0,8. Çin’de 0,5 mesela. Her iki ülke de yakın geçmişte olimpiyat düzenledi. Sonuç farklı da olsa olimpik başarımız da düşük zaten, düzenlemeyelim demezdik herhalde. Başarıyı yükseltmek için fırsat denerek bir çırpıda boşa çıkarılabilecek bir argüman olurdu doğrusu.
Büyük Tesisler & Stadyumlar
Stadyumların durumunu “Hiçliğin Ortasında Mimarlık: Türkiye’nin Stadyumları” başlıklı bir yazıda ele almıştım. Bugün 40.000 kapasitenin üzerinde 8 stadyumumuz var. Ankara 19 Mayıs’ın da tamamlanmasıyla bu sayı 9 olacak.
İstanbul ve Türkiye olimpiyat düzenlediğinde yeni stadyum yapılmasına ihtiyaç olmayacak. Yapmak isteyenlere hayır demek için büyük bir fırsat bu 9 büyük kapasiteli stadyum (Rugby de herhalde İstanbul Olimpiyat Stadyumu’nda oynanabilir).
İstanbul Olimpiyata Aday Olsun mu?
İBB’nin son adaylığının içeriğini bilemiyoruz. Kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılan bir belge yok. Dolayısıyla İBB adaylığını da şimdi yapacağım ayrıma dahil edeceğim. Olimpiyat adaylık sürecinde bugüne dek iki davranış şekli ile karşılaştık: Ya önümüze kabul etmemiz mümkün olmayan öneriler geldi ya da “Olimpiyata Hayır” kampanyaları duyduk.
Oysa İstanbul Neden Olimpiyat Yapmasın!
Adaylık iki sonuca yol açabilir: Bunlardan birisi 2020 önerisinde de ipuçlarını gördüğümüz daha fazla inşaat. Olimpiyat adaylığı İstanbul’un artık iyice küçülen arsalarının da binalarla dolmasına, inşaat endüstrisine para aktarılmasına, niteliksiz yapılar ortaya çıkmasına neden olabilir. Herhalde karşı olanların temel argümanları da buralardan başlıyor. Ayrıca sınırlı kaynakları doğru yere yönlendirmek gerektiğinden. Bunlara benim de itirazım olmaz. Tanımladığım gibi olacaksa ben de olimpiyata hayır diyenlerden olurum.
Oysa İstanbul’un adaylığı tam da paramparça olmuş kentsel yaşamı toparlayabilir. İstanbul, olimpiyat vesilesi ile toplu taşıma sistemlerinin işletme ve hız sorunlarını masaya yatırabilir. Dağınık ve niteliği sorunlu mevcut spor tesislerinin bakımını yapabilir.
İstanbul’un Olimpiyat Adaylığı Yolculuğu
İstanbul’un olimpiyat adaylığıyla ilgili atılan adımların mevzuatta kendisine yer bulması tam 30 yıl öncesine gidiyor, biliyor musunuz! 1992’de 3796 sayılı “İstanbul Kentinde Yapılacak Olimpiyat Oyunları Kanunu” yasalaşıyor.
Peki bu kanunun sonu nasıl bitiyor onu biliyor musunuz? Şöyle diyor: “İstanbul Olimpiyat Oyunları bittikten sonra bu Kanun yürürlükten kalkar.” Yani İstanbul bir olimpiyata ev sahipliği yapana dek geçerli bir kanunumuz, bu kanunun ön gördüğü kurul ve kurumlar ve bu kurumların bütçesi var. Olimpiyata evet desek de var, hayır desek de var bunlar.
Kanun, Gençlik ve Spor Bakanı’nın başkanlığında İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu’nun (İOOHDK) kurulmasını öngörüyor.
13 kişiden oluşacak bu kurulun yapısı şöyle tanımlanıyor:
• Gençlik ve Spor Bakanı ile Bakanın görevlendireceği üç yönetici üye (4 kişi)
• İstanbul Valisi
• Dışişleri Bakanlığınca görevlendirilecek bir büyükelçi
• İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve görevlendireceği iki üye (3 kişi)
• Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı ve görevlendireceği bir üye (2 kişi)
• Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı
• Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri
Daha temel konulara karar verecek ve daha seyrek toplanacak İOOHDK’nun bir de yürütme kurulu oluşturması tanımlı yasada. Buna göre haftada bir toplanması beklenen 5 kişilik yürütme kurulunun aşağıdaki kişilerden oluşması bekleniyor.
• Gençlik ve Spor Bakanı’nın atayacağı 2 kişi.
• İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın atayacağı 2 kişi
• Ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin atayacağı 1 kişi
İBB 2022 yılında bütçesinden 218 milyon TL’yi olimpiyat oyunlarına aktarmak zorunda. Konsolide bütçe ve konut fonundan ayrılan %1’den de ne kadar bütçe aktarıldığını bilmiyor, bir o kadar da bu kaynaklardan geldiğini düşünerek kurumun 2022 yılı bütçesini 500 milyon TL olarak kabul ediyorum.
Düzenleme Kurulu ya da Yürütme Kurulu’nun üyeleri kimler hiçbir bilgimiz yok. Bu bilgi internette de yok. ioohdk.gov.tr adresli web sitesi de çalışmıyor. İBB de herhangi bir yerde bir açıklama yapmış durumda değil.
Yani olimpiyat hazırlıklarından sorumlu, yasası ve yarım milyar TL bütçesi olan bir kurum söz konusu.
İstanbul 2036
Buraya kadar olimpiyatla ilgili bilgileri olgunlaştırmaya çalıştım artık söyleyeceklerime geçebilirim.
Dünyanın herhangi bir köşesinde siyasetin tamamen kenara çekilerek işleri bürokrat ve teknik insanlara bırakması söz konusu değildir herhalde. Ancak siyasetin egemenliğinin Türkiye kadar baskın olduğu örneğin de az olduğunu tahmin ediyorum. Olimpiyat meselesi siyaset sorununu tartışma yeri değil ama belki de bugüne dek sonuç alamıyor olmamızın arkasında bu var. Bence bu var.
Kim?
İOOHDK’nun üyeleri çok büyük olasılıkla siyaseten atanmış isimler olacaklar. Oysa ki 13 kişilik kurulda en azında 3-4 kişinin mimarlık ve planlama alanlarından, şehir ve tasarım hakkında fikri olan kişilerden oluşması gerekir. Benzer şekilde 5 kişilik yürütme kurulunun 2’si de böyle olmalı.
Nasıl?
Şeffaf.
Göstermelik katılımcılıktan önce şeffaf. Bugün İOOHDK ile ilgili hiçbir bilgiye erişemiyoruz. Üyeleri kimler belli değil. Kaynak nerelere harcanmış belli değil. Bugüne kadarki adaylık dosyaları ortada yok. Oysa bu 30 yıllık serüvenin her aşamasının kayıtlı ve yurttaşlar tarafından erişilebilir olması gerekirdi.
Şeffaflık ilkesini bir yana bile koysak bu 30 yıllık serüvende yapılan çalışmaların paylaşılması kamuoyunda olimpiyatlara ilişkin bilincin oluşmasına katkı sağlar. Bu alanda çalışma yapacaklara destek olur.
Olimpik Felsefeden Olimpiyata Hazırlık Felsefesine
Olimpizm, beden, irade ve akıl niteliklerini bir bütünde birleştiren ve yücelten bir yaşam felsefesi olarak tanımlanıyor.
Olimpiyat hazırlığında iradeyi, planın; bedeni, yapı üretme kültürünün (inşaat) ve aklı da mimarlığın ve tasarımın temsil ettiği bir metafor oluştursak. Bu metaforu da şeffaf bir süreçle taçlandırabilsek.
“İstanbul’un sorunları büyük, bu sorunlar varken bir de olimpiyatı yeni bir sorun olarak almayalım başımıza.” diyebiliriz. Bunun yerine sorunların çözümünde olimpiyatı bir manivela olarak kullanmayı başarabilir miyiz? sorusuna cevap aramayı öneriyorum.
Olimpiyat olmasa da İstanbul’un sorunları büyük ve çözülmüyor. Ayrıca olimpiyatı yapana dek kendini lağvetmeyecek ve vergilerimizden milyonlarca liranın aktarıldığı bir kurum var ortada.
İstanbul 2036 adaylığına hayır diyenlerden değilim. İnşaata, ucuz pazarlamaya, yapıştırma ve göstermelik kavramlara ben de hayır diyorum. Siyasetin rolünü bileceği, şeffaf bir süreçle yürütülecek bir olimpiyat hazırlık programının İstanbul’a çok şey katacağını düşünüyorum.