1988’de Haliç kıyısındaki eski Aynalıkavak’tan Anadolu Yakasındaki yeni Atakent’e taşınırız. O sene aynı zamanda Üniversite’ye giriş sınavı vardır. İyi bir liseden mezun olmayan kötü bir öğrenci olarak bu sınavda şansımın az olduğunun farkında da değildim sanırım o zamanlar. İlk yıl kazanamadım. Neyse ki hiçbir yeri kazanamadım. Böylece ikinci yıl denememde puanım düşmeyecekti. İkinci yıl Beşiktaş’taki Fen Bilimleri Merkezi’nde kursa da giderek iyi bir çalışmayla İTÜ Mimarlık’ı -5. tercihim olarak- kazanmayı başardım.
Mimarlık eğitimimin ilk yılında eğitimi ve içinde bulunduğum ortamı pek de anlamadım sanırım ama geçen zamanla mimarlığı, tarihini, kültürünü hep daha fazla sevdim. Normal zamanda mezun olmadım. Güya askerliği ötelemek için birkaç dersi arkada bıraktım. Ama sözlü olarak bazen gündeme getirdiğimi bir de yazılı olarak burada belirtmeliyim ki belli bir zaman sonra iş, güç ve koşturmaca içinde isteseniz de geride kalan derslerle ilgilenmek hiç de kolay olmuyor. Sadece Türkçe bile olsa.
Sonunda 1996’da Mimarlık Fakültesi diplomamı aldım.
